Gelir Vergisi Kanunu Değişiyor
GELİR VERGİSİ KANUN TASARISI
1. AMAÇ
Anayasanın 73’üncü maddesinin sözüne ve ruhuna uygun bir vergileme rejimini gerçekleştirmek amacıyla rejimin omurgasını oluşturan Gelir Vergisi Kanunu tasarısı hazırlanmıştır. Bu hazırlık sırasında aşağıdaki ilkelerin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır.
2. İLKELER
1. Vergi rejimi Anayasanın 73’üncü maddesinin sözüne ve ruhuna uygun olmalıdır.
2. Vergi rejimi “mali güç” ilkesini her koşulda gözetmelidir.
3. “Mali güç” ilkesini en iyi gözeten vergi gelir vergisidir. Bu nedenle, vergi rejiminin omurgasını gelir vergisi oluşturmalıdır.
4. Sistem; “mali güç” ilkesini gözetmediği için gelir dağılımı üzerinde bozucu etki yapan ve yapısı itibariyle Anayasanın 73’üncü maddesine sözel olarak ve ruhen aykırılık oluşturan dolaylı vergilerin ağırlığından ve bozucu etkisinden kurtarılmalıdır.
5. Mükellef sayıları ve vergi veren mükellefler açısından bakıldığında Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı bir yapı kazanan Kurumlar Vergisi’ni herkesin adaletli biçimde ödeyebildiği bir iklime ve altyapıya çekmelidir. Bu kapsamda, hazırlanan Gelir Vergisi Kanun tasarısı yürürlüğe konulduktan yaklaşık 3 yıl sonra Kurumlar Vergisi oranı tüm kurum kazançlarını kavrayacak, kayıtdışılığı ve eşitsiz yapıyı özendirmeyecek biçimde % 5’e indirilmeli; Kurumlar Vergisi’nin hazırlanmış bulunan ve son derece karmaşık olan yapısı yalınlaştırılmalı; istisna, muafiyet, transfer fiyatlaması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı, örtülü sermaye gibi kavramlar tümüyle Kurumlar Vergisinden çıkarılmalıdır. % 5 oranındaki Kurumlar Vergisi, sadece ve sadece tüzel kişiliklerin kamu tarafından sunulan hizmetlerden yararlanımının bir anlamda karşılığı niteliğindedir. % 5 gibi düşük oranlı alınacak bir kurumlar vergisi bu yapısıyla maliye teorisinde tartışılan “kurumlar vergisi mükerrer vergilemedir” savını da gözetmiş olacaktır.
6. Türkiye’de yaşayan herkes (doğumdan ölüme kadar) Gelir Vergisi Beyannamesi vermelidir. İstisna, muafiyet, indirim, vergi ertelemeleri ve enaz beyan sınırını aşmayan ve beyanı gerekmeyen gelirler beyanname verme görevini asla ortadan kaldırmamalıdır.
7. Vergi kesintisi (tevkifat/stopaj) sistem içinde “ön vergileme” niteliğini taşımalıdır.
8. Gelirin tanımı “gelir, harcama ve tasarrufları” kavramalı; gelir vergisi beyanları bu üç kavramı içerecek biçimde yapılmalıdır.
9. Vergi oranları, Anayasanın 73’üncü maddesinde hükmünü bulan “mali güç” ilkesine uygun biçimde tüm gelirleri kavrayacak şekilde yayılı ve daha sık aralıklı olmalıdır.
10. Herkesin beyannameli olduğu gelir vergisi sistemi Anayasanın “sosyal devlet” ilkesini gözetmeli ve bu kapsamda “asgari geçim standardı” diyebileceğimiz bir tutar tüm mükellefler bakımından vergi dışı bırakılmalıdır.
11. Herkesin beyannameli olduğu bir sistem yalın, kolay ve sistematiği tutarlı olmalı; tüm gelir, kazanç ve iratları kavramalıdır.
12. Sistem daha önce 4369 sayılı yasa ile uygulanan bir “mali milat” içermemeli; ancak tüm yurttaşları kavraması nedeniyle herkesin ve tabi bu arada Maliye Bakanlığı’nın bu yeni sisteme kendini uydurması ve kayıtlı sistem içinde yerini alabilmesi bakımından yasalaştırılacak Gelir Vergisi Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten 2 yıl sonra yürürlüğe girmelidir.
13. Sistem vergi ödevlerlini yerine getirmede yurttaşlara görev yüklediği kadar, vergi idaresinin etkin çalışmasını ve vergisini veren saygın insanlara kaliteli ve etkin hizmet sunmalıdır.
14. Sistem muafiyet, istisna ve indirimlerinde adaletli, eşitcil yaklaşımlar içinde olmalı; ekonomi politikalarına özendirici önlemlerle destek sağlamalı; kayıtdışılığı beslememelidir.
15. Sistemin sağlıklı işlemesi bakımından, gelir vergisi ile ilgili olarak muafiyet, istisna, indirim vb düzenlemeler sadece ve sadece Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılmalıdır.
16. Net artış kuramı çerçevesinde gelir tanımlanmalı ve tanımın içinde yer alan gelirin kaynakları kolay kavranılmalıdır. Bu kapsamda, kazanç ve irat kaynakları olabildiğince yalın tanımlanmalı ve ortak standart ölçüler konmalı; gelir unsurlarının saptanmasında ayrıntıdan kaçınılmalıdır.
17. Sistem gelir, kazan ve iratların tamamını kavramalıdır.
18. Sistem mükelleflerin gelir elde ederken yüklendikleri tüm harcamaları giderleştirmeye elvermelidir. “Kanunen kabul edilmeyen gider” kavramı sadece yasal ve idari para cezaları ile sınırlı olmalıdır. Giderlerin tam olarak beyannameye yansıtılması yoluyla kayıtdışılığın önüne geçilmelidir.
19. Sistem vergi verilmesi kadar, vergi iadesi alınmasını da kutsal bir mükellef hakkı olarak yaşama geçirmeli ve etkin olarak işletmelidir.
20. Sistemin özü ve yapısı “beyan”a dayalı olduğundan bunun bozulmasına, götürü sistemlerin ve stopajın son vergileme olduğu uygulamaların kurulmasına izin verilmemelidir.
3. YAPILANLAR
1. Gelirin Tanımı: Gelir, “Net Artış Kuramı”na göre yeniden tanımlandı. Herkes, doğumdan ölüme kadar kazancı olsun ya da olmasın beyanname vermekle yükümlü tutuldu. Ayrıca, istisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle vergi çıkmaması durumunda da beyanname verileceği hükme bağlandı. Gelir, harcama ve tasarrufların yasal kayıt ve belgelerle kanıtlanması ilkesi benimsendi. Bu kapsamda kişilerin gelir, harcama ve tasarruflarına ilişkin belge ve kayıtları beş yıl süreyle saklama yükümlülüğü getirildi (1. Md.).
2. Geliri Kaynakları: Gelirin 7 kaynağı gelir tanımına uygun duruma getirildi (2. Md.).
3. Mükellefiyet: Mükellefiyetler “Tam” ve “Dar” olmak üzere eskiden olduğu gibi tanımlandı (3-8. Md. Arası).
4. Muafiyet, İstisna ve İndirimler: Bunların tamamı (Değer Artış Kazancı İstisnası Hariç) Tasarının Dördüncü Bölümü’nde toplandı. Burada temel olarak muafiyet, istisna ve indirimlerden yararlananlarda çeşitli yönlerden (ekonomik, toplumsal, teknolojik, biligisel, sanatsal, eğitsel ve öğretisel açılardan) ülke gelişimi unsuru olmayanlarda adaletli bir ölçüte (tasarının vergi tarifesini düzenleyen 76’ncı maddesindeki tarifenin birinci basamağındaki tutara) bağlandı (9-14., 17., 18., 20., Md. Arası)
Sisteme % 20 oranında tümüyle beyana dayalı, yatırım teşvik belgesi, izin, izleme gibi prosedürleri gerektirmeyen yatırım indirimi konuldu (15. Md.).
Sisteme ülke eğitimine ve sağlık sistemine yatırım yapmayı özendirmek amaçlı olarak faaliyete başlandığı tarihten itibaren 5 vergilendirme dönemi vergi istisnası getirildi (16. Md.).
Sisteme “Büyük Yatırım İstisnası” adıyla yeni bir müessese eklenmiştir. Bu yolla ülkeye yabancı sermaye ve yabancı fon akışının özendirilmesi amaçlanmıştır (18. Md.).
Ücretli kesimi rahatlatmak bakımından “Enaz Geçim İndirimi” anlamında verglarıni tarifesinin ilk basamağındaki tutar kadar olan ücret gelirleri vergilendirilmeyecektir. Vergi tarifesinin ilk basamağındaki tutarın 7.000 YTL olduğu dikkate alındığında yıllık 7.000 YTL ücret geliri üzerinden % 0 gelir vergisi alınacaktır.
“Diğer İndirimler başlıklı 21. maddendin (6) numaralı bendinde “yoksullar yardım” işlemi siyasal içerikli bir değişiklik olması nedeniyle dernek ve vakıflardan alınmış; yardımların kamu kurumlarına yapılması ilkesi benimsenmiştir. Aynı maddenin (8) numaralı bendinde spor klüplerine yönelik sponsorluk harcamaları istisnası sadece amatör spor dallarına tanınmış; kapsamdan profesyonel spor dalları çıkarılmıştır.
5. Ticari Kazanç: Yasa tasarısının Beşinci Bölümü Ticari Kazanç hükümlerine ayrılmıştır. Bu alanda yapılan temel değişiklikler şöyledir:
- Gider kısıtlaması ortadan kaldırılmak suretiyle mükelleflerin kayıtdışı davranışlarının önüne geçilmiştir. Yeni düzenleme ile mükellefler ticari ve sınai faaliyet kapsamında faaliyet ile ilgili olarak yapacakları her türlü gideri, hasılatlarından indirebileceklerdir. Tek kısıtlama kanuni ve idari para cezalarının mali kardan indirilmemesidir. Bu da, mükellefleri yasal düzenlemelere olabildiğince uygun davranmaya zorlama amacını taşımaktadır. Gider kısıtlamalarının kaldırılmasının temel amacı mükellefin matrah bilgisine tam ve doğru olarak ulaşmak; mükellefleri yalan beyana itelememektir (22-26. Md.).
- Birden fazla yıla yayılı inşaat ve onarım işlerinin kapsamı tüm yıllara yayılı onarım ve inşaat işlerini kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Olay sadece kamuya taahhüt işi kapsamından çıkarılmış; gerçek duruma getirilmiştir (27-29. Md.).
- Ulaştırma işleri ile ilgili olarak önceki düzenleme aynen korunmuştur (30. Md.).
- Basit Usul temel yapı olarak aynen sistemdeki yerini korumuş; ancak, basit usule tabi olmaya yönelik ayrıntılı ölçütler ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca, mükelleflerin bağlı oldukları meslek odalarında oluşturulan bürolarda muhasebe kaydı tutma sistemi kaldırılarak, basit usule tabi mükelleflerin de meslek mensuplarına kayıtlarını tutturmaları esası benimsenmiştir. Ticari kazançlar yönünden Basit Usule tabi olmanın ölçütü olarak vergi tarifesinin ikinci basamağındaki tutar; zirai kazanç yönünden vergi tarifesinin dördüncü basamağındaki tutar benimsenmiştir (31-32. Md.).
6. Zirai Kazanç: Zirai kazançta temel yapı olabildiğince korunmuş; ancak, sistem hem basitleştirilmiş, hem de çağın getirdiği değişimler (uzayda tarım faaliyetleri) maddeye eklenmiştir. Zirai kazancın da, diğer kazançlar gibi beyanı esas alınmış; vergi kesintisi ön vergileme niteliğine getirilmiştir. Ayrıca, uzun ve ayrıntılı zirai kazanç ölçütleri ortadan kaldırılmış; yerine vergi tarifesindeki basamakları gösterge alan basit ve kolay bir yöntem benimsenmiştir. Zirai kazanç sahiplerinden vergi tarifesinin dördüncü basamağındaki tutara kadar kazancı olanlar basit usule tabi kılınmış; tarifenin altıncı basamağındaki tutara kadar zirai kazancı olanlar işletme hesabı esasında; bu tutarı aşan miktarda zirai kazancı olanlar ise bilanço esasında tespite ve vergilemeye tabi tutulmuşlardır (33-38. Md.).
7. Ücretler: Ücretin temel yapısı genel olarak eskisini içerecek biçimde korunmuştur. Tasarının 19’uncu maddesi ile getirilen vergi tarifesinin birinci basamağındaki tutara kadar olan ücretlerin vergilendirilmemesi maddeye yerleştirilmiştir. Ayrıca, ücretliler yönünden temel değişiklik ücretlerden % 15 oranında vergi kesintisi yapılması esası benimsenmiş ve bu ön vergileme niteliğinde kabul edilmiştir. Bir başka deyişle, ücret geliri elde edenler de beyannameli duruma getirilmiştir (39-41. Md.).
8. Serbest Meslek Kazançları: Mesleki kazanca yönelik temel yapı olabildiğince korunmuş; ancak giderlere yönelik temel yapı farklılaştırmasına gidilmiş ve “kanunen kabul edilmeyen gider” kavramı sadece kanuni ve idari para cezaları ile sınırlandırılmıştır (42-45. Md.).
9. Gayrimenkul Sermaye İradı: Gayrimenkullere yönelik istisna Tasarının 17’nci maddesinde vergi tarifesine (Tasarının76. Md.) bağlanmıştır. Gayrimenkul sermaye iratlarında “net irat” hesaplanırken istisnaya isabet eden gider bölümünün dışlanması olayı kaldırılmıştır (47. Md.). “Gayrimenkul sermaye iradında net irat, gayrisafi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan olumlu farktır.” Biçimine getirilmiştir. Böylelikle, bu konudan gelir elde eden insanların daha kolay hesap yapmaları ve beyanda bulunmaları sağlanmıştır. Bu alanda karmaşıklık ortadan kaldırılarak götürü gider yöntemi yerine gerçek gider yönteminin seçilmesi desteklenmiş olmaktadır. Bu yolla, gayrimenkul sermaye iradı sahiplerinin belge toplama ve saklamaları özendirilmiş olacak; bu da geniş anlamda vergi tabanını genişletecek ve vergi hasılatını artıracaktır (46-50. Md.).
10. Menkul Sermaye İradı: Menkul sermaye iratlarında temel yapıda önemli bir değişiklik yapılarak tüm gelir unsurlarında olduğu gibi bu gelir unsurunun da yıllık beyanname ile beyan edilmesi esası benimsenmiştir. Bu kapsamda Tasarının 67’nci maddesine göre bu gelirler üzerinden yapılacak vergi kesintisi ön vergileme olarak kabul edilmiştir. Bu yönde, “Menkul sermaye iratları üzerinden 67’nci maddeye göre yapılacak vergi kesintileri ön vergileme niteliğindedir. Bu yolla ödenen vergiler yıllık beyanname üzerinden mahsup edilir. Mahsup edilecek vergi çıkmadığı takdirde, beyannamenin verildiği ayı izleyen ayın sonuna kadar mükellefe red ve iade edilir.” Hükmü getirilmiştir (51. Md.ikinci fıkra). Ayrıca, Ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin işleriyle ilgisi bulunmayan kaynaklardan elde ettikleri gelirleri bu alanda değerlendirmeleri durumunda sadece bu gelirleri ile sınırlı olarak menkul kıymet vergileme rejiminden yararlanmalarının yolu açılmıştır (51. Md. Birinci fıkra) (51-53. Md.).
11. Kaynağı Ne Olursa Olsun Diğer Her Türlü Kazanç ve İratlar: Değer artış kazançlarının vergilendirilmesinde temel yapı olarak beyan esası benimsenmiş; bu alanda 67’nci madde uyarınca yapılacak vergi kesintileri ön vergileme olarak kabul edilmiştir. Değer artış kazançlarında 76’ncı maddede hükme bağlanan vergi tarifesinin birinci basamağındaki tutara kadar olan değer artış kazançları istisna olarak kabul edilmiştir (54-57. Md.).
12. Arızi Kazançlar: Arızi kazançlarda da, değişik kaynaklardan sağlanacak arızi kazanç tutarları 76’ncı maddede düzenlenen vergi tarifesinin birinci basamağına bağlanmıştır. Bu tutara kadar olan arızi kazançlar vergiden istisna tutulmuştur (58. Md.).
13. Beyan Esası: Herkes doğuştan ölene kadar beyannameli duruma getirilmiştir. İstisna, muafiyet ve indirimler ile kısıtlık durumları beyanname verilmesine engel oluşturmamaktadır (59. Md.).
Beyannamelerin adlarının işlevlerine uygun hale getirilmesi amacıyla beyanname çeşitlerinin adları değiştirilmiştir (60. Md.).
Mahsup edilemeyen zararların izleyen yıl kazançlarından indirilmesinde 5 yıllık süre sınırlaması kaldırılarak, gerçek durumun kavranması ilkesi benimsenmiştir (62. Md. İkinci fıkra).
Matrahtan ve gelir kaynaklarından indirilmeyecek giderlerin kapsamı mükellefin lehine olarak son derece daraltılmıştır (64. Md.).
Beyannamelerin şekli konusunda gelir, harcama ve tasarruf bilgilerini içerecek biçimde Maliye Bakanlığı belirlemeye yetkili kılınmıştır (65. Md.)
14. Vergi Kesintisi: Eski 94’üncü madde temel yapı olarak aynen korunmuş; ancak, kesintinin ön vergileme olduğu vurgusu yapılmış ve kesinti oranları % 15 olarak standardize edilmiştir. Bu kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye ve kanundaki oranına (% 15) kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu’na tanına yetki Anayasanın sözüne ve ruhuna uygu hale getirilmiş ve Kanunda belirlenen oranın üzerine çıkma yetkisi icra organına verilmemiştir (67. Md.).
Vergi kesintisi ile bağlantılı hususlar da On Dördüncü Bölüm’ün diğer maddelerinde düzenlenmiştir (68-73. Md.).
Vergi Sorumlusu Beyannamesinin (Muhtasar Beyanname) verilmesi süresi izleyen ayın sonuncu günü akşamına kadar biçiminde belirlenmiştir.
15. Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesi (Münferit Beyanname): Münferit beyannameye işlevine uygun bir ad verilmiş; ancak temel işleyişinde ve işlevlerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır /74-75. Md.).
16. Vergi Oranı: Vergi tarifesinde AB üyesi ülkelerden özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinin vergi tarifelerine benzer yayvan (çok basamaklı) bir tarife yapılmıştır. Tarifenin ilk basamağındaki vergi oranı tüm mükellefler bakımından Anayasanın sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak ve “Enaz Geçim Standardı” anlamında % 0 vergiye (vergisiz) tabi tutulmuştur. Tarifenin izleyen basamağı ise % 5’ten başlamakta ve % 35’e kadar her basamak 5 puan artmaktadır (76. Md.).
17. Varlık Bildirimi: Bu yeni bir müessesedir ve herkesin beyannameli olduğu bir sistemin ayrılmaz, yaşamsal parçasıdır. Bu iki maddede düzenlenmiştir (83-84. Md.). Bu maddeler şöyledir:
“Madde 83 – Kanunun 2’nci maddesindeki kaynaklardan kazanç ve irat elde edenler, verecekleri yıllık beyannamelerde kazanç ve iratları ile birlikte tasarruflarında olan varlıklarını da bildirirler. Beyannamelerinde yer alan harcamalarının kaynağını gelirleri ve varlıkları ile izah ederler. Harcamalarının ve tasarruf edilen varlıkların kaynağının izah edilememesi halinde, izah edilemeyen harcama ve tasarruf gizlenmiş vergi matrahı olarak değerlendirilir. Gizleme nitelikli ve kasıtlı olarak yapılmışsa kaçakçılık cezalı olarak; gizleme de nitelik ve kasıt yoksa vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılır. Varlıkların parasal tutarının bildiriminde taşınmazlar için emlak vergisi değeri esas alınır. Menkul değerlerde (altın dahil) ise, borsanın yılın son günü kapanış satış fiyatı esas alınır. Döviz varlıkların bildiriminde yılın son günündeki TC Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınır.
Beyanın Şekli ve Kapsamı
Madde 84 – Varlık bildirimi yıllık beyannameler üzerinde yapılır. Bu beyannameler, kişilerin gelirlerini, harcamalarını ve varlıklarını kapsar. Beyannameye yazılan harcamalara ilişkin belgeler 5 yıl süreyle saklanır ve istenmesi halinde vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilir. Belge ile kanıtlanamayan harcama yapılmamış kabul edilir ve bundan dolayı ortaya çıkacak fark veya yersiz alınmış vergi iadesi vergi ziyaı olarak işlem görür. Bu yolla sadece vergi matrahı azaltılmakla kalınmamış, aynı zamanda vergi iadesi alınmış ise, bu durumda vergi ziyaı cezası iki kat olarak kesilir.
Beyannamenin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığı’nca belirlenir.”
18. Vergi Kesintisinin Yatırılması: Tasarının 67’nci maddesi uyarınca kesilecek vergilerin beyannamenin verildiği ayın sonuncu günü akşamına kadar yatırılması esası benimsenmiştir (86. Md.).
19. Geçici Vergi: Bir ön vergileme kurumudur. Bu nedenle olabildiğince düşük oranda olması; ancak diğer kazanç unsurları üzerinden 76’ncı madde uyarınca ön vergileme niteliğinde kesilen vergi kesintisi oranına da koşut olması bakımından % 15’lik bir geçici vergi oranı öngörülmüştür. Madde içinde doğrudan oran telaffuz edilmemiş; yasa tasarısındaki genel tutarlılığın bir gereği olarak geçici vergi oranı da 76’ncı madde düzenlenen vergi tarifesine bağlanmıştır. Geçici vergi oranı olarak vergi tarifesinin dördüncü basamağındaki vergi oranı (% 15) alınacaktır (88. Md.).
Mahsup edilemeyen geçici vergi mükellefin isteminden itibaren en geç 30 gün içinde red ve iade edilecektir (88. Md.).
20. Red ve İadelerin Süresinde Yapılmaması: Bu, sisteme yeni getirilen ve vergi idaresinin etkin çalışmasını amaçlayan bir müessesedir. Kanunda belirtilen süreler içinde mükellefin eksiği olmaksızın iadesi yapılmayan vergilere mükellef lehine olarak VUK’da hükme bağlanan Gecikme Faizi oranında faiz yürütülmesi esası benimsenmiştir (90. Md. Birinci fıkra).
Mükellef alacaklarının süresinde iade edilmemesi nedeniyle yürütülen faizler buna neden olan ve kusuru bulunan vergi idaresi mensuplarından talep edilmesi ve bunun tahsil şeklinin 6183 sayılı Kanunda yapılacak değişiklik ile belirlenmesi hükmü benimsenmek suretiyle memurların mükellef hakları konusunda titiz, etkin çalışmalarının sağlanması amaçlanmıştır (90. Md. İkinci fıkra.).
21. Negatif Vergi İadesi: Sistemin yeni ve en önemli kurumlarından biridir. Son derece köktenci bir düzenlemedir. Tüm yurttaşları sistemin sigortası durumuna getiren, onları beyanname vermeye özendiren, beyanname vermeyi çekici kılan bir müessesedir. Vergiciliği gelişmiş ABD, Kanada gibi ülkelerde uygulanan ve son derece verimli olan bir müessesedir. Bu müessese yoluyla kayıtdışılık önlenecek, vergi tabanı büyüyecek, derinleşecek ve vergi hasılatında ciddi artışlar olacaktır. Çünkü bu yolla T.C.’nin tüm yurttaşları vergi memuru gibi çalışacaktır. Sistem şöyle işleyecektir:
Mükellefler beyannamelerinde gelirlerini, harcamalarını ve varlıklarını (tasarruflarını) beyan edecekler ve bunlara ilişkin kayıt ve belgeleri zamanaşımı süresi içinde saklayacaklardır. Mükelleflerin bu beyanlarına göre gelirleri üzerinden 76’ncı maddeye göre bir vergi hesaplanacak; harcamalarını beyan ettikleri kolon üzerinden de harcamalar nedeniyle yüklendikleri dolaylı vergileri beyan edeceklerdir. Gelir Üzerinden Hesaplanan Vergi – Harcamalar Nedeniyle Yüklenilen Dolaylı Vergi eşitliğinin sonucunda harcama vergileri gelir vergisinden yüksek ise, aradaki fark negatif vergi iadesi olarak mükellefin banka hesabına yatırılacaktır. Böylelikle hükümetlerin dolaylı vergilere yüklenerek Anayasanın 73’üncü maddesindeki “mali güce göre vergi” ilkesini çiğnemelerini önüne geçilecektir. Negatif vergi iadesi vermek istemeyen hükümet dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payını OECD ve AB üyesi ülkeler düzeyi olan % 35 civarına çekecektir. Böylelikle, Gelir Vergisi vergi sisteminin omurgası durumuna gelecektir.
GELİR VERGİSİ KANUNU
(Tasarı)
BİRİNCİ BÖLÜM
Verginin Konusu
Konu
Madde 1- Gerçek kişilerin gelirleri, gelir vergisine tabidir.
Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak oluşturan her türlü kazanç ve iratların net tutarıdır.
Gerçek kişiler gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık beyanname ile beyan etmek zorundadır. 18 yaşından küçüklerin ve kısıtlıların beyan yükümlülükleri vasileri veya vekilleri tarafın yerine getirilir. Hiç kimse bu kanun ile veya başka kanunlarla beyanname verme yükümlülüğünden bağışık tutulamaz.
Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflar yasal kayıt ve belgelerle kanıtlanır.
Gelirin Kaynakları
Madde 2-
1. Ticari kazançlar;
2. Zirai kazançlar;
3. Ücretler;
4. Serbest meslek kazançları;
5. Gayrimenkul sermaye iratları;
6. Menkul sermaye iratları;
7. Kaynağı ne olursa olsun diğer her türlü kazanç ve iratlar.
Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve net miktarları ile dikkate alınır.
Gerçek ve net gelirin tespitinde gerçek giderler esas alınır ve gider konusunda kanuni ve idari cezalar dışında herhangi bir kısıtlama getirilemez.
İKİNCİ BÖLÜM
Tam Mükellefiyet
Mükellefler
Madde 3 – Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan kurum ve kuruluşlara bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı ülkelerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, söz konusu kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)
Türkiye'de Yerleşme
Madde 4 – Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır:
1. İkametgahı Türkiye'de bulunanlar (İkametgah, Türk Medeni Kanunu’nun 19'uncu ve izleyen maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.)
Yerleşme Sayılmayan Durumlar
Madde 5 – Aşağıda yazılı yabancılar ülkede altı aydan fazla kalsalar dahi, Türkiye'de yerleşmiş sayılmazlar:
1. Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye'ye gelen iş, bilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle eğitim veya sağlık veya dinlenme veya seyahat amacıyla gelenler;
2. Tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan nedenlerle Türkiye'de alıkonulmuş veya kalmış olanlar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Dar Mükellefiyet
Mükellefler ve Konu
Madde 6 – Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.
Kazanç veya İradın Türkiye'de Elde Edilmesi
Madde 7 – Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki koşullara göre belirlenir:
1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler aracılığıyla sağlanması (Bu koşullara sahip olsalar bile iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.)
Türkiye'de satmaktan amaç; alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden amaç ise, iş bakımından işlemlerin bilfiil toplandığı ve yönetildiği merkezdir. Elektronik ticarette (e-ticarette) hizmet sunumunu gerçekleştiren elektronik veya manyetik veya sanal ortamın Türkiye kurulu olması durumunda, bu yolla sağlanan kazanç Türkiye’de vergilendirilir.
2. Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye'de icra edilmesi;
3. Ücretlerde:
a) Hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
b) Türkiye'de kurulu kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye'de değerlendirilmesi;
4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu nitelikteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
6. Menkul sermaye iratlarında: Sermayenin Türkiye'de yatırılmış olması;
7.Kaynağı ne olursa olsun diğer her türlü kazanç ve iratlarda:
Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye'de ifa edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
Bu maddenin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ve 7'inci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden amaç; ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya adına ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılmasıdır.
İşyeri ve Daimi Temsilci
Madde 8 – 7'nci maddenin 1 numaralı bendinde yazılı iş yeri, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Aynı maddede yazılı daimi temsilci, bir hizmet veya vekalet sözleşmesi ile temsil edilene bağlı olup, onun adına ve hesabına belirli veya belirsiz bir süreyle veya çeşitli ticari işlemleri yapmaya yetkili bulunan kimsedir.
Aşağıda yazılı kimseler, başka koşul aranmaksızın temsil edilenin daimi temsilcisi sayılırlar.
1. Ticari mümessiller, tüccar vekilleri ve memurları ile Ticaret Kanunu'nun hükümlerine göre acente durumunda bulunanlar;
2. Temsil edilene ait reklam giderleri hariç olmak üzere, giderleri sürekli olarak kısmen veya tamamen temsil edilen tarafından ödenenler;
3. Mağaza veya depolarında temsil edilen hesabına konsinyasyon suretiyle satmak üzere sürekli olarak mal bulunduranlar.
Bir kimsenin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi, daimi temsilcilik niteliğini değiştirmez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Muaflık, İstisna ve İndirimler
Vergiden Muaf Esnaf
Madde 9- Kanunun 2’nci maddesindeki kaynaklardan sağladıkları kazanç ve irat toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Ancak, gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Vergiden Muaf Çiftçi
Madde 10- Kanunun 2’nci maddesindeki kaynaklardan sağladıkları kazanç ve irat toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Ancak, gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Diplomat Muaflığı
Madde 11 – Yabancı devletlerin Türkiye'de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosları (Fahri konsoloslar hariç) ile elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o memleketin uyrukluğunda bulunan memurları, Türkiye'de resmi bir göreve memur edilenler bu sıfatlarından dolayı ve karşılıklı olmak koşuluyla Gelir Vergisi'nden muaftırlar. Ancak, bu konumda bulunup, Türkiye’deki görev süreleri bir yıl ve üzerinde olanlar gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Bu muaflık, menkul sermaye iradı üzerinden kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz.
Diplomatik Personel Ücret İstisnası
Madde 12 – Yabancı elçilik ve konsoloslukların 11'inci maddeye girmeyen memur ve hizmetlerinin yalnız bu işlerinden dolayı aldıkları ücretler karşılıklı olmak koşuluyla Gelir Vergisi'nden istisna edilir.
Ancak, bu konumda bulunup, Türkiye’deki görev süreleri bir yıl ve üzerinde olanlar gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Bu muaflık, menkul sermaye iradı üzerinden kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz.
Telif Kazançları İstisnası
Madde 13 – 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser kabul edilen yapıtların müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının yayım, kullanım veya mülkiyet haklarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
Eserlerin yayım, yayın, temsil, icra ve sergi gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.
Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel oluşturmaz.
Ancak, bu konumda bulunup, gelir elde edenler gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Bu istisna, kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz.
Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım İndirimi İstisnası
Madde 14 –1. Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil, ticari veya zirai kazançları bilanço esasına göre tespit edilen vergiye tabi mükellefler (adi ortaklıklar, kollektif ve adi komandit şirketler ile kurumlar vergisi mükellefleri dahil) faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri amortismana tabi iktisadî kıymetlerin maliyet bedellerinin % 20'sini vergi matrahlarının tespitinde ilgili kazançlarından yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yaparlar.
Petrol Kanunu ve Maden Kanunu’na göre yürütülen arama ve sondaj faaliyetleri için yapılan ve aktifleştirilen harcamalar yatırım indirimi istisnası uygulamasından yararlanır.
2. Yatırım indirimi istisnası uygulamasına, istisnaya konu iktisadî kıymete ilişkin harcamaların yapıldığı yılda başlanır ve indirilecek tutara ulaşılıncaya kadar devam olunur.
Yatırım harcamalarının yapıldığı yıla ilişkin vergi matrahının tespitinde, kazancın yetersiz olması nedeniyle dikkate alınamayan istisna tutarı, izleyen dönemlerde, bu dönemlerde Devlet İstatistik Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen artış oranında artırılarak dikkate alınır.
3. Enflasyon düzeltmesi uygulanan dönemlerde, yatırım indirimi istisnası tutarının hesaplanmasında amortismana tabi iktisadî kıymetin aktife alındığı hesap dönemi sonundaki düzeltilmiş değeri esas alınır.
Ancak iktisadî kıymetin aktife alındığı hesap döneminden önceki hesap dönemlerinde gerçekleşen harcamalar, gerçekleştirildikleri dönem sonundaki düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınır. İzleyen dönemlerde enflasyon düzeltmesi nedeniyle bu harcamalardan kaynaklanan farklar üzerinden yatırım indirimi istisnası hesaplanmaz.
4. Aşağıda belirtilen iktisadî kıymetler ile ilgili olarak yatırım indirimi hesaplanmaz.
- Bedeli 10.000 YTL’den az olan iktisadi kıymetler (iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler haddin aşılıp aşılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alınır.) Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artar.
- Yurt içinde veya dışında daha önce kullanılmış olan iktisadî kıymetler.
- Gayri maddî haklar ile ekonomik ömrü 5 yıldan daha kısa olan özel maliyet bedelleri (yatırım indiriminden yararlanan iktisadî kıymetlerin kullanılabilmesi için gerekli olan bilgisayar programları hariç).
- Mal ve hizmet üretimi ile doğrudan ilgili olmayan; alet, edevat, mefruşat ve büro demirbaşları.
- Bedelsiz olarak iktisap edilen iktisadî kıymetler.
- Satın alma suretiyle iktisap edilen veya inşa edilen binalar (mal ve hizmet üretim yeri olarak kullanılmak üzere inşa edilenler hariç).
- Arazi veya arsalar.
- Binek otomobili ve benzeri kara taşıtları, yat, kotra, tekne ve benzeri motorlu deniz araçları ile uçak ve helikopter gibi hava taşıtları (işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olanlar hariç).
- Yurt dışındaki yatırımlarda kullanılmak üzere alınan iktisadi kıymetler.
5. Yatırım indirimi istisnasına konu iktisadî kıymetleri aktife alındıkları tarihten itibaren iki yıl içinde elden çıkaran mükellefler, bu iktisadî kıymetlerle ilgili olarak yatırım indirimi istisnası uygulama haklarını kaybederler. Bu durumda daha önce yararlanılan yatırım indirimi istisnası için herhangi bir işlem yapılmaz.
6. Mükellefler kayıtlarını, hesaplanan ve yararlanılan yatırım indirimi istisnası tutarlarının yıllar itibariyle takibini yapacak şekilde tutarlar.
7. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Ancak, yatırım indiriminden yararlanmış olmaları nedeniyle beyan edilecek kazanç çıkmayan ya da zarar oluşan mükellefler de gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Bu istisna, kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz.
Eğitim, Öğretim ve Sağlık İşletmelerinde Kazanç İstisnası
MADDE 15- Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel nitelikli eğitim (özürlü ve üstün yeteneklilere yönelik) ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar ile 50 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 35 yatak) kapasitesinden az olmamak üzere, yurt ve sağlık tesislerinin (huzurevleri dahil) işletilmesinden elde edilen kazançlar ilgili Bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır. İstisna, okulların ve sağlık tesislerinin faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.
Ancak, bu konumda bulunup kazançları istisna edilenler de gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Bu istisna, kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz.
Gayrimenkuller ve Haklarda
Madde 16 – Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Bu kapsamda olanlar, vergi ödemeseler dahi gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz.
Binaların işyeri olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin ikinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Bu muafiyet kesinti yoluyla alınan vergileri kapsamaz. Bu kapsamda olanlar, vergi ödemeseler dahi gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Menkul Sermaye İratlarında İstisnalar
Madde 17 – 1. Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin % 25'i, Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan diğer sigorta şirketlerinden on yıl süreyle prim ödeyenler ile vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin % 10'u ve tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı gelir vergisinden müstesnadır.
İstisna edilen tutar üzerinden 67’nci maddenin birinci fıkrasının (15) numaralı bendine göre kesinti yapılmaz. Katılımcı tarafından ödenmiş olan katkı payları 67’nci maddeye göre kesintiye tabi tutulmaz.
2. Tam mükellef kurumlardan elde edilen, 51’inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarının yarısı gelir vergisinden müstesnadır. İstisna edilen tutar üzerinden 67’nci madde uyarınca kesinti yapılır ve kesilen verginin tamamı, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir.
Bu kapsamda olanlar, vergi ödemeseler dahi gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Menkul Kıymet Yatırımı İstisnası
Madde 18- Dar mükellef gerçek kişiler tarafından 100 milyon ve üzeri ABD Doları ve eşiti dövizin Türkiye’de kurulu menkul kıymetler borsalarında işlem gören şirket hisse senetlerinin alımında kullanılması sonucunda bu kağıtların elde tutulması karşılığı sağlanan gelirler ile 100 milyon ve üzeri ABD Doları ve eşiti dövizin en az bir yıl süreli tevdiat olarak Türkiye’de bulunan tam mükellef bankalardan birinde tutulması karşılığı sağlanan faizler vergi kesintisi dahil vergiden istisnadır.
Ücretlerde İstisna
Madde 19- Ücret gelirleri olarak bir takvim yılı içinde elde edilen gelirin toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Bu muafiyet kaynaktan kesinti sırasında da dikkate alınır.
Bu kapsamda olanlar, vergi ödemeseler dahi gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
Sakatlık indirimi
Madde 20 – Çalışma gücünün asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir.
Sakatlık indirimi her ay için;
- Birinci derece sakatlar için Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarın % 20’si
- İkinci derece sakatlar için Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarın % 15’i
- Üçüncü derece sakatlar için Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarın % 10’u
olarak dikkate alınır.
Sakatlık derecelerinin tespit şekli ile uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarınca bu konuda müştereken hazırlanacak bir yönetmelik ile belirlenir.
Diğer İndirimler
MADDE 21 - Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir:
1. Beyan edilen gelirin % 20’sini (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 10’unu) aşamamak kaydıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin net tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir).
Bakanlar Kurulu bu oranı % 30 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için % 15 oranına kadar) artırmaya yetkilidir.
2. Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle kanıtlanması koşuluyla, mükellefin kendisi, eşi ve çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları (91’inci madde çerçevesinde eğitim ve sağlık harcamaları nedeniyle vergi indiriminden yararlanan ücretliler, aynı harcamalarını bu hükümden yararlanarak matrahlarından indiremezler).
3. Serbest meslek faaliyetinde bulunan veya basit usulde vergilendirilen özürlülerin beyan edilen gelirlerine, 20’nci maddede yer alan esaslara göre hesaplanan yıllık indirim [Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ile hizmet erbabı (vergi kesintisi matrahı dahil) da yararlanır.].
4. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 10’unu aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.
5. Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.
6. Yoksullara yardım amacıyla genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köylere Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı ile bu konudaki nakdi bağışların tamamı.
7. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen;
a) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,
b) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,
c) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,
d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,
e) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,
f) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirtilmesi çalışmalarına,
g) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,
h) 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,
i) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve etkinlikler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,
j) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına,
İlişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların % 100’ü (Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibariyle bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni oranına kadar çıkarmaya yetkilidir).
8. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı.
9. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40’ı oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi”.
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamı ile uygulamadan yararlanılabilmesi için gerekli belgeleri ve usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Ticari Kazanç
Ticari Kazancın Tanımı
Madde 22 – Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.
Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı kazançlar ticari kazanç sayılır:
1. Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve kiremit harmanlarının işletilmesinden;
2. Coberlik işlerinden;
3. Özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden;
4. Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden;
5. Emlak komisyonculuğundan sağlanan kazançlar;
6. Kendi adına ve hesabına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden;
7. Satın alınan veya trampa suretiyle edinilen arazinin edinim tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu süre içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından; elde edilen kazançlar.
8.Diş protezciliğinden sağlanan kazançlar.
9. Elektronik ticaret (e-ticaret) yoluyla sağlanan kazançlar.
Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar kişisel ticari kazanç hükmündedir. (43'üncü madde hükmü saklıdır.)
Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basitusullere göre tespit edilir.
Özel okul ve hastanelerle benzeri yerleri işleten serbest meslek erbabı, serbest meslek kazançlarını da işletmenin kayıtlarına ithal edebilirler.
Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti
Madde 23 – Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki olumlu farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye eklenen değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka eklenir.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 25 ve 26'ncı maddeleri hükümlerine uyulur.
İşletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın Tespiti
Madde 24 – İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki olumlu farktır.
(Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, ödenen ve borçlanılan tutarları ifade eder.)
Mal alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki mal mevcudunun değeri hasılata, dönem başındaki mal mevcudunun değeri ise giderlere eklenir.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 25 ve 26'ncı maddeleri hükümlerine uyulur.
İndirilecek Giderler
Madde 25- Ticari ve sınai faaliyet kapsamında faaliyetle ilgili olarak yapılacak her türlü gider, hasılattan indirilir. Bu Kanun ve başka kanunlar kapsamında salınan kanuni ve idari para cezaları gider yazılamaz.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
Madde 26- Bu Kanun ve başka kanunlar kapsamında salınan kanuni ve idari para cezaları.
Birden Fazla Takvim Yılına Yayılı İnşaat ve Onarım İşleri
MADDE 27- Birden fazla takvim yılına yayılan inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarım işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kesin olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, anılan yıl beyannamesinde gösterilir.
Mükellefler bu madde kapsamına giren durumlarda her inşaat ve onarım işinin gelir ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermek ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin tamamlandığı takvim yılını izleyen yılın Mart ayının son günü akşamına kadar vermek zorundadırlar.
Bu madde uygulamasında taahhüt işi yapan, yapmayan ayrımı yapılmaz.
Yıllara yayılı inşaat işi nedeniyle alınan avansların faaliyet kapsamı dışında değerlendirilmesinden elde edilen hasılat elde edildiği yılın ticari kazancı olarak beyan edilir.
Ortak Genel Giderler ve Amortismanların Dağıtılması
Madde 28 – Birden fazla takvim yılına yayılı inşaat ve onarım işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte yapılması durumunda ortak genel giderler ve amortismanlar aşağıdaki esaslara göre dağıtılır:
1.Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarım işinin birlikte yapılması durumunda, her yıla ait ortak genel giderler bu işlere ait harcamaların (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde düzeltilmiş tutarlarının) enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş tutarlarının birbirine olan oranı dahilinde;
2. Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarım işinin bu madde kapsamına girmeyen işlerle birlikte yapılması durumunda, her yıla ait ortak genel giderler, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve gelir tutarlarının (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının) birbirine olan oranı dahilinde;
3. Birden fazla inşaat ve onarım işlerinde veya bu işlerle diğer işlerde ortaklaşa kullanılan tesisat, makine ve ulaşım araçlarının amortismanları, bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre.
İnşaat ve Onarım İşlerinde İşin Bitimi
Madde 29 – İnşaat ve onarım işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan durumlarda geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer durumlarda işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.
Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne ad ile olursa olsun elde edilen gelir, bu giderlerin yapıldığı veya gelirin elde edildiği yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınır.
Ulaştırma İşlerinde Matrah
Madde 30 – Dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yaptıkları ulaştırma işlerinde elde ettikleri kazançlar Kurumlar Vergisine tabi yabancı ulaştırma kurumlarının kazançlarının belirlenmesine ait esaslara göre tespit olunur.
Basit Usulde Ticari ve Zirai Kazancın Tespiti
Madde 31 – Bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki olumlu fark, 76’ncı maddenin ikinci basamağındaki tutarı aşmayanların ticari kazançları ile 76’ncı maddenin dördüncü basamağındaki tutarı aşmayanların zirai kazançları basit usulde tespit olunur.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark yapılan faaliyetle ilgili olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ile hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanır. Bu suretle tespit ve beyan olunan kazanç vergi tarhına esas alınır. Bu usulde vergilendirilenler, kazancın tespiti ve Vergi Usul Kanunu'nun defter tutma hükümleri hariç, bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diğer ödevler ve ceza hükümleri ile bu Kanun ve diğer kanunlarda yer alan ikinci sınıf tüccarlar hakkındaki hükümlere tabidirler.
Basit usulde vergilendirilen mükellefler, faaliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar. Bu belgelerin kayıtları, 13.06.1989 tarihli ve 3568 sayılı Kanun'a göre yetki almış meslek mensuplarınca tutulur.
Basit usule tabi ticaret erbabından, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilenler, bu hususun kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ikinci sınıf tüccarlara ilişkin hükümlere tabi olurlar.
Aynı işte ortak olarak çalışanlar hakkında 76’ncı maddenin ikinci basamağındaki tutar toplu olarak dikkate alınır. Ortaklarından birisi gerçek usule göre gelir vergisine tabi bulunan ortaklıklarda, diğer ortakların ticari kazancı da gerçek usulde tespit olunur.
Basit usule tabi olma koşulunu takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün koşuluna sahip olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler, bu talepleri doğrultusunda takip eden ay başından veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Herhangi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilecek olanlar ve gerçek usulde vergilendirilen mükellefler, bir daha hiç bir şekilde basit usule dönemezler. Bu kişilerin aynı türden iş yapan eş ve çocukları da bu faaliyetleri nedeniyle basit usulden yararlanamazlar.
Basit Usule İlişkin Özel Durumlar
Madde 32 – Aşağıda yazılı olanlar, basitusulden yararlanamazlar:
1. Kollektif şirket ortakları ile, komandit şirketlerin komandite ortakları;
2. İkrazat işleriyle uğraşanlar;
3. Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı ile uğraşanlar;
4. Bu Kanunun 27’nci maddesi kapsamında yıllara yayılı inşaat işi ile uğraşanlar;
5. Sigorta prodüktörleri;
6. Her türlü ilan ve reklam işleriyle uğraşanlar veya bu işlere aracılık edenler;
7. Gayrimenkul ve gemi alım satımı ile uğraşanlar;
8. Aracılık işi yapanlar;
9. Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları işletenler;
10. Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri;
11. Maliye Bakanlığı’nca önerilen ve Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılan iş grupları, sektörler, il ve ilçeler, büyükşehir belediyeleri dahil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sınırları (mücavir alanlar dahil), belediyelerin nüfusları, yöreler itibariyle veya sabit bir işyerinde faaliyette bulunulup bulunulmadığına göre gerçek usulde vergilendirilmesi gerekli görülenler.
ALTINCI BÖLÜM
Zirai Kazanç
Zirai Kazanç, Zirai Faaliyet, Zirai İşletme, Çiftçi ve Mahsulün Tanımı
Madde 33 –Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır.
Zirai faaliyet; uzayda, arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından korunmasını, taşınmasını, satılmasını veya bu ürünlerden sair bir şekilde yararlanılmasını ifade eder.
Bazı bitki ve hayvan türlerinde üretimin doğrudan doğruya arazi üzerinde yapılmaması zirai faaliyetin niteliğini değiştirmez.
Aşım yaptırmak amacıyla erkek damızlık beslenmesi, çiftçiye ait her türlü ziraat makine ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai üretim işlerinde çalıştırılması da zirai faaliyetlerden sayılır.
Ürünlerin değerlendirilmeleri amacıyla ve zirai üretimin uzantısı olarak işlenmesi de zirai faaliyete girer. Ancak, bu işlem, aynı işletme bağlamında meydana geliyorsa, bu işlemin zirai faaliyet sayılabilmesi için işletmenin sınai bir işletme önem ve genişliğinde olmaması ve faaliyetini, bağlamında bulunduğu işletmenin ürünlerine yönlendirmesi zorunludur.
Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, ürünlerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri aşamalar zirai faaliyet alanında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin yönetimi için açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu konu ile sınırlı kalmak koşuluyla dükkan ve mağaza sayılmaz.
Yukarıda yazılı faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme bu işletmeleri işleten gerçek kişilere (Adi şirketler dahil), vergiye tabi olsun veya olmasınlar, çiftçi ve bu faaliyetler sonucunda üretilen maddelere de ürün denir.
Kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmazlar. Zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir.
Bir çiftçiye veya ortaklığa ait olup aynı köy sınırları içinde veya birbirine bitişik arazi üzerinde bulunan yahut üretim koşullarına göre birbirine bağlılık ve beraberlik arz eden işletmeler tek işletme sayılır.
Zirai Kazançta Vergileme
Madde 34 – Çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlar 1’inci maddenin üçüncü bendi uyarınca beyana tabidir. Bu kanunun 67’nci maddesine göre hasılatları üzerinden yapılacak kesinti ön vergileme niteliğindedir. Yıllık hasılatları 76’ncı maddedeki tarifenin dördüncü basamağındaki miktara kadar kazançları olan çiftçilerin kazançları basit usule göre tespit olunarak vergilendirilir. Küçük çiftçi muaflığı sınırı ile 76’ncı maddedeki tarifenin dördüncü basamağındaki miktara kadar hasılatı olan çiftçilerin kazançları basit usule göre tespit edilir. Zirai kazancı 76’ncı maddedeki tarifenin altıncı basamağındaki tutara kadar olan çiftçilerin kazançları işletme hesabı esasına; bu tutarı aşan çiftçilerin zirai kazançları ise bilanço esasına göre tespit olunarak vergilendirilir.
Çiftçiye ait olmakla birlikte zirai işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver veya bu nitelikteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletilmesinden elde edilen gelirler ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilir.
Bu hükmün uygulanmasında, aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve velayet altındaki çocuklara ait işletmeler ile ortaklık halindeki işletmelerde, hasılat miktarı toplu olarak dikkate alınır. Ortaklıklarda, ortaklığın birden fazla işletmeden oluşması veya işletmelerin ayrı ayrı mahallerde bulunması durumu değiştirmez. Tek işletmelerde işletme birden fazla ortaklıklara ait olsa bile bu ortaklıklara ait hasılat toplanmak suretiyle dikkate alınır. Birden fazla zirai işletmede ayrı ayrı şahıslarla ortaklığı bulunanların hasılat miktarlarının tespitinde ortaklık payları toplamı esas alınır. Bu kapsamda yarıcılık ortaklık sayılır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belge alma verme, saklama ve ibraz yükümlülüklerine uymayan ve Ziraat Odası'ndan, bulunmayan yerlerde Tarım İl veya İlçe Müdürlükleri'nden çiftçi belgesini almayan çiftçiler, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen avans, kredi, sübvansiyon, prim gibi ayni ve nakdi destek unsurlarından yararlanamazlar. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usuller, ilgili kuruluşların görüşleri de alınarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenir.
Kazancın Zirai İşletme Hesabı Esasına Göre Tespiti
Madde 35 – Zirai işletme hesabı esasına göre zirai kazanç, hesap dönemi içinde para ile tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki olumlu farktır.
Zirai kazancın işletme hesabı esasına göre tespitinde; hesap dönemi başındaki mahsullerin değeri giderlere, hesap dönemi sonundaki mahsullerin değeri ise hasılata eklenir.
Zirai İşletme Hesabı Esasına Göre Hasılat
Madde 36 – Zirai işletme hesabı esasına göre hasılat aşağıda yazılı unsurlardan oluşur:
1. Önceki yıllardan devredilenler de dahil olmak üzere üretilen, satın alınan veya sair suretlerle elde edilen her türlü zirai mahsullerin satış bedelleri (Primler, risturnlar ve benzerleri dahil);
2. Ziraat makine ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılması karşılığında alınan bedeller;
3. Gider yazılan değerlerin satılması halinde bunların satış bedelleri;
4. Mahsullerin olgunlaşmasında önce veya sonra hasara uğramalarından dolayı alınan sigorta tazminatları;
5. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai üretimde kullanılan taşınmazlar hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328' inci maddesine göre hesaplanan hasılat.
Zirai mahsullerin, üretim araçları ile kişi, aile veya işletme ihtiyaçlarında kullanılmak üzere tüketim maddeleri ile değiştirilmesi halinde verilen mahsulün emsal bedeli hasılat sayılır.
Ziraat makine ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai işlerinde çalıştırılması karşılığında herhangi bir tüketim maddesi veya üretim aracı alınması halinde alınan madde veya araçların emsal bedeli hasılat sayılır.
İşletmede üretilip de tohum, yem ve sair suretlerle işletmede kullanılan zirai mahsullerin emsal bedeli hasılat sayılır; bu hasılatın yıl sonunda bir kalemde yazılması olanaklıdır.
Zirai İşletme Hesabı Esasında Giderler
Madde 37 – Zirai faaliyet kapsamında faaliyetle ilgili olarak yapılacak her türlü gider, hasılattan indirilir. Bu kanun ve başka kanunlar kapsamında salınan kanuni ve idari para cezaları gider yazılamaz.
Kazancın Bilanço Esasına Göre Tespiti
Madde 38 –Yıllık hasılatları 76’ncı maddedeki tarifenin üçüncü basamağındaki miktarı geçen çiftçilerin kazançları bilanço esasına göre tespit olunarak vergilendirilir.
Çiftçiler, diledikleri takdirde, işletme hesabı yerine bilanço esasına tabi tutulmalarını isteyebilirler.
Yazı ile yapılacak istem, izleyen vergilendirme dönemi başından, yeni işe başlayanlarda ise işe başlama tarihinden itibaren hüküm ifade eder. Bu suretle bilanço esasını kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.
Zirai kazancın bilanço esasına göre tespitinde, ticari kazancın bu husustaki hükümleri uygulanır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Ücretler
Ücretin Tanımı
Madde 39 –Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), ödenek, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, temsil, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak koşulu ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun niteliğini değiştirmez.
Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:
1. 19’uncu madde belirtilen istisna dışında kalan emeklilik, malüliyet, dul ve yetim aylıkları;
2. Önceden yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler;
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan sürekli veya geçici tüm komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
4. Yönetim, disiplin ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
5. Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
6. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.
19’uncu madde kapsamda olan ücretliler dahil tüm ücret geliri elde edenler, vergi ödemeseler dahi gelirlerini, harcamalarını ve tasarruflarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Beyan edilen gelir, harcama ve tasarruflarını yasal kayıt ve belgelerle kanıtlarlar.
İşverenin Tanımı
Madde 40 – İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.
41’inci maddenin 1-4 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir.
İşverenler ücret ödemesi sırasında 67’nci maddeye göre ön vergileme niteliğinde vergi kesintisi yaparlar. Bu kesinti sırsında 19’uncu madde hükmü dikkate alınır.
Gerçek Ücretler
Madde 41 – Ücretin gerçek net değeri işveren tarafından verilen para ve mal veya hizmet ile sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 190'ıncı maddesi uyarınca yapılan kesintilerle, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları için yapılan kanuni kesintiler;
2. Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler;
3. Sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması koşuluyla; ücretlinin kendisine, eşine ve çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,
İndirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 20’sini (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 10’unu) aşamaz. Bakanlar Kurulu bu oranı % 30 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için % 15 oranına kadar) artırmaya yetkilidir.
4. Sendikalar Kanunu hükümlerine göre, sendikalara ödenen aidatlar (şu kadar ki, aidatın ödendiğinin belgelenmesi zorunludur.),
Ücretin gerçek değerinin belirlenmesinde, Gelir Vergisi gibi şahsi vergiler ücretten indirilmez.
Yabancı parasıyla ödenen ücretler ödeme gününün borsa rayiciyle Türk parasına çevrilir.
Hizmet erbabına verilen mal ve hizmetler, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut sağlanması ve diğer biçimde sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlenir.
Ücret gelirleri olarak bir takvim yılı içinde elde edilen gelirin toplamı Kanunun 76’ncı maddesindeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki miktarı geçmeyenler gelir vergisinden muaftır. Bu muafiyet kaynaktan kesinti sırasında da dikkate alınır.
19’uncu madde kapsamda olanlar dahil ücret gelirlerinin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi esastır. Ücret gelirleri üzerinden 67’nci maddeye göre yapılacak kesintiler ön vergilemedir. Bu yolla kesilmiş olan vergiler yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen vergi en geç beyan ayını izleyen ayın son günü iade edilir.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Serbest Meslek Kazançları
Serbest Meslek Kazancının Tanımı
Madde 42 – Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade kişisel mesaiye, bilimsel veya mesleki bilgiye veya uzmanlığa dayanan ve ticari nitelikte olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın kişisel sorumluluk altında kendi ad ve hesabına yapılmasıdır.
Tahkim işleri dolayısıyla hakemlerin aldıkları ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti sonucunda doğan kazançlar da, serbest meslek kazancıdır.
Serbest Meslek Erbabı
Madde 43 – Serbest meslek faaliyetini sürekli meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu niteliği değiştirmez.
Bu maddenin uygulanmasında:
1. Gümrük komisyoncuları, bilumum borsa ajan ve acentaları, noterler, noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar;
2. Bizzat serbest meslek erbabı tarifine girmemekle birlikte serbest meslek erbabını bir araya getirerek örgüt kurmak veya bunlara sermaye temin etmek suretiyle veya diğer yollarla serbest meslek kazancından pay alanlar;
3. Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditeler;
4. Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tacirlerle serbest meslek erbabının ticari ve mesleki işlerini takip edenler ve konser veren müzik sanatçıları;
5. Vergi Usul Kanunu'nun 155' inci maddesinde belirtilen koşullardan en az ikisini taşıyan ebe, sünnetçi, sağlık memuru, arzuhalci, rehber gibi mesleki faaliyette bulunanlar (koşullardan en az ikisini taşımayanlar ile köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000'i aşmayan yerlerde faaliyette bulunanların bu faaliyetlerine ilişkin kazançları gelir vergisinden muaftır.)
Bu işler dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılırlar.
Serbest Meslek Kazancının Tespiti
Madde 44 – Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para, mal ve hizmet ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.
Müşterilerinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca eklenir.
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328'inci maddesine göre hesaplanan olumlu fark kazanca eklenir.
Vergi, resim, harç, keşif, tanıklık, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara harcanan para ve ayınlar kazanç sayılmaz.
Yıllık kazançları 76’ncı maddedeki vergi tarifesinin üçüncü basamağındaki tutarı geçmeyen serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit ederler.
42'nci maddenin son fıkrasında yazılı şirketler de mesleki kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit ederler.
Yıllık kazançları 76’ncı maddedeki vergi tarifesinin üçüncü basamağındaki tutarı aşan veya isteyen serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını bilanço hesabı esasına göre tespit ederler.
Serbest meslek erbabı için,
1. Bilgisine girmek kaydıyla, namlarına kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması;
2. Serbest meslek kazancı olarak doğan alacağın başka bir kişiye temliki (Temlikin bedelli olup olmadığına bakılmaz. Bedelli temliklerde belin tahsil koşulu aranmaz.) veya müşterisine olan borcu ile takası;
Tahsil hükmündedir.
Yabancı parasıyla yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığı'nca tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilir.
Biletle girilen yerlerde faaliyette bulunan dar mükellefiyete tabi serbest meslek erbabı diledikleri takdirde, bilet bedelleri tutarından, bu bedellere dahil vergiler düşüldükten sonra kalan miktarın yarısı net kazanç sayılmak suretiyle vergilendirilirler.
Mesleki Giderler
Madde 45 – Mesleki faaliyet kapsamında faaliyetle ilgili olarak yapılacak her türlü gider, hasılattan indirilir. Bu Kanun ve başka kanunlar kapsamında salınan kanuni ve idari para cezaları gider yazılamaz.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Gayrimenkul Sermaye İradı
Gayrimenkul Sermaye İradının Tanımı
Madde 46 – Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, bunlara tasarruf edenler, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:
1. Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir), maden suları, kaynak suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl çıkarım alanları, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2. Voli mahalleri ve dalyanlar;
3. Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı demirbaş eşyası ve döşemeleri;
4. Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
5. Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı (İhtira beratının mucitleri veya kanunî mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.), alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar (Bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri de gayrimenkul sermaye iradı sayılır.);
6. Telif hakları (bu hakların, müellifleri veya bunların yasal mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır);
7. Gemi ve gemi payları (Motorlu olup olmadıklarına ve tonilatolarına bakılmaz) ile tüm motorlu yükleme ve boşaltma araçları;
8. Motorlu nakli ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.
Mal ve hakların kiralanmasında noterden kira kontratosu düzenlenmesi ve kira ödemelerinin bankalar aracılığıyla yapılması zorunludur. Bu işlemlere ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığı’nca çıkarılacak bir yönetmelik ile düzenlenir.
Yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari veya zirai kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre hesaplanır.
Tacirlere ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında bu bölümdeki hükümler uygulanır.
Vakfın gelirinden hizmet karşılığı olmayarak alınan hisseler ile zirai faaliyete bilfiil iştirak etmeksizin sadece üründen pay alan arazi sahiplerinin gelirleri bu kanunun uygulanmasında gayrimenkul sermaye iradı addolunur.
Net İrat
Madde 47 – Gayrimenkul sermaye iradında net irat, gayrisafi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan olumlu farktır.
Gayrisafi Hasılat
Madde 48 – Gayrimenkul sermaye iratlarında, gayrisafi hasılat, 46’ncı maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya mal veya hizmet olarak tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır.
Mal veya hizmet olarak tahsil edilen kiralar, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.
Kiracı tarafından gayrimenkulü genişletecek veya iktisadi değerini devamlı surette artıracak şekilde gayrimenkule eklenen değerler, kira süresinin bitiminde bedelsiz (Değerlerin emsal bedelinden düşük değerle devri halinde, aradaki fark bedelsiz devir sayılır) olarak kiralayana devrolunduğu takdirde, anılan değerler kiralayan bakımından, bu tarihte mal olarak tahsil olunmuş kabul edilir.
Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil olunan kiralar, ilgili bulundukları yılların hasılatı sayılır. Şu kadar ki, ölüm ve memleketi terk hallerinde mükellefiyetin kalktığı tarihi izleyen zamanlara ait olmak üzere peşin tahsil olunan kiralar, mükellefiyetin kalktığı dönemin hasılatı kabul edilir.
Gayrimenkul iradı sahipleri için,
1. Bilgilerine girmeleri koşuluyla adlarına, kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması;
2. Kira olarak doğan alacağın başka bir kişiye temliki (Temlikin bedelli olup olmadığına bakılmaz. Bedelli temliklerde bedelin tahsil koşulu aranmaz) veya kiracısına olan borcu ile takası;
Tahsil hükmündedir.
Yabancı parasıyla yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile, borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığı'nca tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilir.
Emsal Kira Bedeli Esası
Madde 49 – Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının yararlanımına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenen emlak vergi değerinin % 5'idir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve haklarının maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu'nun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin % 10'udur.
Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz:
1. Boş kalan gayrimenkullerin korunması amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması;
2. Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Usul, füru ve kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.);
3. Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmesi.
4. Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda.
Giderler
Madde 50 –Net iradın bulunması için, gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı giderler indirilir:
1. Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri;
2. Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün önemi ile uyumlu olan yönetim giderleri;
3. Kiraya verilen mal ve haklara ilişkin sigorta giderleri;
4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen gayrimenkullerin edinim yılından itibaren beş yıl süre ile edinim değerinin % 10’u;
5. Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak koşuluyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları;
6. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar (Amortismana tabi değer, biliniyor maliyet bedeli, bilinmiyorsa, bina ve arazi için vergi değeri, diğer mallar için Vergi Usul Kanunu’nun 267'nci maddesinin 3'üncü sırasına göre tespit edilen emsal değeridir);
7. Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri (Emlakın iktisadi değerini artıracak surette genişletilmesi, yenilenmesi veya bunlara eklemeler yapılması için yapılan giderler dahil);
8. Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri;
9. Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler;
10. Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli (kira indirimi gayri net hasılattan bu maddenin 1 ila 9 ve 11 numaralı bentlerinden yazılı giderler düşüldükten sonra, kalan miktar üzerinden yapılır);
11. Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözleşmeye, kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar.
Gayrimenkul sermaye mahiyetindeki mal ve hakların kısmen kiraya verilmesi halinde, yukarıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir.
Mükellefler (hakları kiraya verenler hariç) diledikleri takdirde yukarıda yazılı giderlere karşılık olmak üzere hasılatlarından % 25'ini götürü olarak indirebilirler. Götürü gider usulünü kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.
Bu madde hükmünün uygulanmasında para cezaları ve vergi cezaları hasılattan gider olarak indirilemez.
ONUNCU BÖLÜM
Menkul Sermaye İradı
Tanımı
Madde 51 –Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır. Ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin bu kazançları dışındaki gelirlerini değerlendirmeleri karşılığı sağladıkları kar payı, faiz, kira ve getiriler menkul sermaye iradı kabul edilir.
Menkul sermaye iratları üzerinden 67’nci maddeye göre yapılacak vergi kesintileri ön vergileme niteliğindedir. Bu yolla ödenen vergiler yıllık beyanname üzerinden mahsup edilir. Mahsup edilecek vergi çıkmadığı takdirde, beyannamenin verildiği ayı izleyen ayın sonuna kadar mükellefe red ve iade edilir.
Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır:
1. Her nevi hisse senetlerinin kar payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kar payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanunu'na göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kar payları dahil.)
2. İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.)
Adi komandit şirketlerde komanditerlerin kar payları, şirket karının ilişkin bulunduğu takvim yılında elde edilmiş sayılır;
3. Kurumların Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine verilen kar payları;
4. Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresi'nce çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymelerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmaz.)ile bu menkul kıymetleri geri alım ve satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler;
5. Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.);
6. Mevduat faizleri ve katılım bankaları tarafından ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığında ödenen kar payları (Bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler, bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler ile bankalar ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler de mevduat faizi sayılır.);
8. Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponların satışından elde edilen bedeller;
9. İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar;
10. Menkul kıymetler ile iştirak hisselerinin tamamen veya kısmen itfa olunması karşılığında alınan paralarla itfa dolayısıyla verilen ikramiyeler
11. Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri;
12. Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından;
a) On yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemeler,
b) On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile diğer sandık ve sigortalardan on yıl süreyle prim veya aidat ödeyenlere ve vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler,
c) Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler.
Yukarıda yazılı iratlar, bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde dikkate alınır.
Net İrat
Madde 52 – Net iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderler indirilir:
1. Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin saklanması için yapılan giderler;
2. Kar payları ile faizlerin tahsil giderleri (Şirket toplantılarına bizzat veya bilvekale iştirak gibi sermayenin idaresi için yapılan giderler irattan indirilmez);
3. Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar (gelir vergisi irattan indirilmez.)
Yabancı Parası ile Ödenen Faiz ve Kar Payları
Madde 53 – Menkul sermaye iratları, yabancı parası ile tahsil edildiği veya yabancı parası olarak kayıtlara intikal ettirildiği veya bu iratlara yabancı parası olarak tasarruf edildiği takdirde söz konusu iratlar, tahsil edildikleri veya kayıtlara intikal ettirildikleri veya tasarruf olundukları günün banka işlem kuru üzerinden; piyasada işlem görmeyen yabancı paralar ise, Maliye Bakanlığı'nca tayin olunacak kur üzerinden Türk Parasına çevrilir.
ON BİRİNCİ BÖLÜM
Kaynağı Ne Olursa Olsun Diğer Her Türlü Kazanç ve İratlar
Gelire Giren Diğer Kazanç ve İratlar
Madde 54 – Aşağıda yazılı olup geçen bölümlerin dışında kalan kazanç ve iratlar bu bölümdeki hükümlere göre vergiye tabi gelire dahildir :
1. Değer artış kazançları
2. Kaynağı ne olursa olsun diğer her türlü kazanç ve iratlar.
Değer Artışı Kazançları
Madde 55 – Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
1. Bedelsiz (ivazsız) olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri ve paylar hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.
2. 46’ncı maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratları hariç) elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
3. Telif haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri, mucitleri ve bunların kanunî mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
5. Faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
6. Edinim şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 46’ncı maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, edinim tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.).
Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 76’ncı maddenin birinci basamağındaki tutarı aşmayan bölümü gelir vergisinden müstesnadır.
Faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadî kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar ticari kazanç sayılır ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümler uygulanır.
Vergilendirilmeyecek Değer Artışı Kazançları
Madde 56– Aşağıdaki yazılı hallerde diğer kazanç ve iratlar vergilendirilmez:
1. Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, yasal mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (Bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması.
2. Kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde devrolunması, devralan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması zorunludur.).
3. Kollektif ve adi komandit şirketlerin bu maddenin 2 numaralı bendinde yazılı koşullar dahilinde nevi değiştirerek sermaye şirketi haline dönüşmesi (Kollektif ve adi komandit şirketlerin şekil değiştirerek anonim şirket haline dönüşmesi halinde şekil değiştiren kollektif ve adi komandit şirketlerin ortaklarının anonim şirketteki ortaklık paylarını gösteren hisse senetlerinin nama yazılı olması zorunludur.).
4. Veraset yoluyla veya bedelsiz (ivazsız) olarak meydana gelen intikaller.
Net Değer Artışı
Madde 57 – Değer artışında net kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve mal ve hizmetle sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre belirlenir.
Maliyet bedelinin mükelleflerce belirlenememesi durumunda, maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı bilanço veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değer esas alınır.
İşletmeye dahil amortismana tabi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde, iktisadî kıymetlerin maliyet bedeli yerine amortismanlar düşüldükten sonra kalan net değeri esas alınır.
Menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, edinim bedelinin belgelendirilmesi durumunda Vergi Usul Kanunu’nun 266’ncı maddesinde yazılı itibari değer edinim bedeli olarak kabul edilir.
Dar mükelleflerin (kurumlar dahil), yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri nakdî veya aynî sermaye karşılığında edindikleri menkul kıymetler ile iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan değer artışı kazançlarının hesabında, kur farkından doğan kazançlar dikkate alınmaz. Şu kadar ki, bu mükelleflerin Türkiye’de elde ettikleri kazançların, münhasıran bu menkul kıymet veya iştirak hisseleri dolayısıyla elde edilen menkul sermaye iratlarından ve bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılmasından doğan değer artışı kazançlarından ibaret olması zorunludur. Bu mükelleflerin, Türkiye’de menkul kıymet alım satımıyla devamlı olarak uğraşmaları halinde, kur farkından doğan kazançlar da ticari kazancın hesabında dikkate alınır.
Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet veya iştirak hisselerinin edinimine tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet veya hisselerin edinim tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Yeni Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Yeni Türk Lirası karşılığı arasındaki fark esas alınır.
Net artış tutarı, 76’ncı maddedeki vergi tarifesinin ikinci basamağındaki tutarı geçtiği takdirde beyan edilir. Beyan edilen tutardan 67’nci madde uyarınca yapılan vergi kesintisi mahsup edilir.
ON İKİNCİ BÖLÜM
Arızi Kazançlar
Arızi Kazançlar
Madde 58 – Vergiye tabi arızi kazançlar şunlardır :
1. Arızi olarak ticari işlemlerin yapılmasından veya bu nitelikteki işlemlere aracılıktan elde edilen kazançlar.
2. Ticari veya zirai bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hasılat.
3. Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dahil).
4. Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hasılat.
5. Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil).
6. Dar mükellefiyete tabi olanların 30’uncu maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar.
Bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar (henüz başlamamış olan ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının 76’ncı maddedeki vergi tarifesinin birinci basamağındaki tutara kadar olan gelir vergisinden müstesnadır. Elde edilen kazancın istisna sınırı içinde kalması beyanname verilmesine engel oluşturmaz; ancak, istisna sınırında kalan bu tür kazanç ve iratlar üzerinden vergi ödenmez.
Bu maddede geçen “hasılat” deyimi alınan para ve mal ve hizmet ve diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade eder.
Arızi kazançların net miktarı aşağıdaki şekilde tespit olunur:
1. Bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yazılı işlerde satış bedelinden maliyet bedeli ve satış dolayısıyla yapılan giderler indirilir.
2. Bu maddenin birinci fıkrasının (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerinde yazılı işlerde elde edilen hasılattan tevsik edilmek kaydıyla yapılan giderler indirilir.
3. Bu maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yazılı işlerde, 30’uncu madde hükümleri uygulanır.
ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Beyan Esası
Beyan Esası
Madde 59 – Aksine hüküm olmadıkça, Gelir Vergisi mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. İstisna, muafiyet, indirimler, vergi ertelemeleri ve enaz beyan sınırını aşmayan ve beyanı gerekmeyen gelirler ile kısıtlılık durumları beyanname verilmesine engel oluşturmaz.
Beyanname Çeşitleri
Madde 60 – Gelir Vergisi beyanları:
1. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi;
2. Vergi Sorumlusu Beyannamesi;
3. Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesi;
ile yapılır.
1. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi, muhtelif kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların bir araya getirilip toplanmasına ve bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine bildirilmesine özgüdür.
Gelirin takvim yılının belli bir dönemine isabet etmesi, beyannamenin yıllık niteliğini değiştirmez.
2. Vergi Sorumlusu Beyannamesi, işverenler veya vergi kesintisi yapan diğer kimseler tarafından kesilen vergilerin matrahları ile birlikte, toplu olarak vergi dairesine bildirmesine özgüdür.
3. Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesi, dar mükellefiyete tabi olanların yıllık beyanname ile bildirmeye mecbur olmadıkları kazanç ve iratlardan, vergisi kesinti yoluyla alınmamış olanların bildirilmesine özgüdür.
Gelirin Toplanması ve Beyan
Madde 61 – Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tüm mükellefler faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş; istisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle vergi ödemeyecek olsalar bile yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır.
Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:
1. Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;
2. Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki nedenlerden ileri geldiği belge ile kanıtlanan durumlarda, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;
Elde edilmiş sayılır.
Zararların Karlara Takas ve Mahsubu
Madde 62 – Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.
Bu mahsup sonucunda kapatılmayan zarar kısmı, izleyen yılların gelirinden indirilir.
Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede meydana gelen eksilmeler zarar kabul edilmez.
Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması ve bu raporun aslı ile Türkçe’ye çevrilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde mahsup edilebilecektir. Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve kar-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve Türkçe’ye çevrilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir.
Türkiye'de mahsup edilen yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi halinde, Türkiye'deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsuptan önceki tutar olacaktır.
Türkiye'de Gelir Vergisi'nden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki kazanç ve iratlardan mahsup edilmez.
Bu maddenin uygulamasıyla ilgili usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Matrahtan ve Gelir Kaynaklarından İndirilmeyecek Giderler
Madde 64 – Gelir Vergisi ile diğer kişisel vergiler ve her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler Gelir Vergisi'nin matrahından ve gelir kaynaklarından indirilmez.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri ve pişmanlık zamları vergi matrahından ve gelir unsurlarından indirilmez.
Yıllık Beyannamenin Şekil ve Kapsamı
Madde 65 – Yıllık beyannamelerin şekil, kapsam ve ekleri gelir, harcama ve tasarruf bilgilerini içerecek biçimde Maliye Bakanlığı'nca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadırlar.
Yıllık Beyannamenin Verilmesi
Madde 66 –Bir takvim yılına ait beyanname izleyen yılın Mart ayının son günü akşamına kadar tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine, dar mükellefiyette Türkiye'de vergi muhatabı mevcutsa onun Türkiye'de oturduğu yerin, Türkiye'de vergi muhatabı yoksa işyerinin, işyeri birden fazla ise bu işyerlerinden herhangi birisinin bulunduğu yer vergi dairesine posta yoluyla taahhütlü olarak gönderilir.
Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannameleri memleketi terk tarihinden önceki 15 gün, ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir.
ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Vergi Kesintisi ve Sorumlu Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesi
Vergi Kesintisi
Madde 67 –Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben ön vergileme niteliğinde kesinti yapmak zorundadırlar.
1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 39’uncu maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) % 15,
2.Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç) % 15;
a) 13'üncü madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 15,
b) Diğerlerinden % 15,
3. 27'nci madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden % 15,
4. Dar mükellefiyete tabi olanlara, telif ve patent haklarının satışı dolayısıyla yapılan ödemelerden % 15,
5. a) 46'ncı maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 15,
b) Vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden % 15,
c) Kooperatiflere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden % 15,
6. a) Dağıtılsın veya dağıtılmasın Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesinin 4 numaralı bendinin;
i) (a), (c) ve (d) bentlerinde yazılı kazançlardan % 15,
ii) (b) alt bendinde yazılı kazançlardan % 15,
b/i) Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) % 15,
ii) Tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, 51’inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) % 15,
iii) 51’inci maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iradının ana merkeze aktarılan tutarı üzerinden % 15,
7 – 51’inci maddenin ikinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil) % 15,
a) Devlet tahvili faizlerinden % 15,
b) Hazine bonosu faizlerinden % 15,
c) Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresi'nce çıkarılan menkul kıymetlere sağlanan gelirlerden % 15,
d) Nama yazılı tahvil faizlerinden % 15,
e) Hamiline yazılı tahvil faizlerinden % 15,
f) Diğerlerinden % 15,
8. Mevduat faizlerinden Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil);
a) Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizlerden ve özel finans kurumlarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kar paylarından % 15;
b)Nama yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden % 15,
c) Hamiline yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden % 15,
d) Diğerlerinden;
da) Bankalar ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler için % 15,
db) (da) alt bendi dışında kalanlar için % 15,
9. 51’inci maddenin ikinci fıkrasının 11 numaralı bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından % 15
a) Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar paylarından % 15,
b) Kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar paylarından % 15,
c) Özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar paylarından % 15;
10. (a) Baş bayiler hariç olmak üzere Milli Piyango İdaresince çıkarılan biletleri satanlar ile diğer kişilerce çıkartılan bu nitelikteki biletleri satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden % 15,
b) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre gerçek ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden % 15;
11. Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden % 15;
12. PTT acenteliği yapanlara, bu faaliyetleri nedeniyle ödenen komisyon bedeli üzerinden % 15,
13. Esnaf muaflığındanyararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden % 15,
14. 51’inci maddenin ikinci fıkrasının (12) numaralı bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil) % 15
15. 51’inci maddenin ikinci fıkrasının (13) numaralı bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından % 15,
Tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere göre yapacakları vergi kesintisi ticari, mesleki ve zirai işleriyle ilgili ödemelerine münhasırdır.
Yukarıdaki bentlerde yazılı vergi kesintisinin yapılmasında 69'uncu madde hükmü göz önünde tutulur.
Bu maddenin (6) numaralı bendinin (a) alt bendine göre üzerinden vergi kesintisi yapılan kurum kazancından kar payı alanlara, kesinti yoluyla alınan vergi red ve iade olunmaz.
Vergi kesintisi oranı % 15’tir.
Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan kesinti oranını, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya kanundaki oranına kadar artırmaya yetkilidir. Bu yetki;
– Tam ve dar mükellefler ile gerçek ve tüzel kişiler itibariyle,
–6, 7, 8 ve 9 numaralı bentlerde yer alan kazanç ve iratlardan; mevduat veya menkul kıymetin vadesi, menkul kıymetlerin türleri ile bankalar ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler için,
– 6 numaralı bendin (b) alt bendinde yer alan menkul sermaye iratları kapsamına giren Devlet tahvili, Hazine bonosu faizleri ve Toplu Konut İdaresi ile Kamu Ortaklığı İdaresi'nce çıkartılan menkul kıymetlerin gelirlerine isabet eden kısım için (bu kısım, bu faiz ve gelirlerin toplam kurum hasılatı içindeki payına göre hesaplanır),
–11 numaralı bent gereğince zirai mahsul bedelleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, zirai mahsulün ticaret borsalarında tescil ettirilerek satılıp satılmadığına veya destekleme kapsamında alım yapan kurumlar ile diğerlerine, zirai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetler için de faaliyetin türü ve niteliğine, münhasıran zirai alet ve makinelerle verilen hizmetlere veya zirai işletmenin başka kişilerin işlerinde kullandırılmak suretiyle yapılmasına göre,
–13 numaralı bentte yer alan ödemelerde ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmadıklarına, ödemenin konusunun emtia veya hizmet alımı, emtia ve hizmet alımının birlikte olmasına, iş grupları, iş türleri, sektörler ve mal gruplarına göre,
Farklı oranlar tespit edilmek suretiyle de kullanılabilir.
Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan kesinti oranını, kara, deniz ve hava ulaştırması işiyle uğraşan dar mükellefler için, ülkeler itibariyle ve karşılıklı olmak koşuluyla, ayrı ayrı veya topluca sıfıra kadar indirmeye veya kanundaki oranına kadar artırmak suretiyle yeniden belirlemeye yetkilidir.
Maliye Bakanlığı, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.
Kesintiye Tabi Olmayan Ücretler
Madde 68 – Aşağıda yazılı hizmet erbabının ücretlerinden vergi kesintisi yapılmaz:
1. Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı
2. 11'inci maddede yazılı istisnadan yararlanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri;
3. Maliye Bakanlığı'nca yıllık beyanname ile bildirilmesinde zaruret görülen ödemeler
Bunlar gelirlerini, yıllık beyanname ile bildirirler.
Vergi Kesintisinde Uyulacak Esaslar
Madde 69 –Vergi kesintisi, 67’nci madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi kesintisine tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
Vergi kesintisi, ücret dışındaki tüm ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.
Vergi Kesintisinin Gösterilmesi
Madde 70 – İşverenler, hizmet erbabına ödedikleri ücretlerden 67’nci madde gereğince yaptıkları vergi kesintisini Vergi Usul Kanunu'nda yazılı ücret bordrosunda veya bordro yerine geçen diğer kayıtlarda göstermek zorundadırlar.
67’nci maddede yazılı ödemelerden yapılan vergi kesintisi, vergi kesenin kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterilir.
67’nci maddede yazılı mevduat faizlerinden yapılan vergi kesintisi takvim yılının sonunda mevduat hesabı yılı içinde kapatılmışsa, hesabın kapatıldığı tarihte vergi kesenin kayıt ve hesaplarında gösterilir.
Vergi Sorumlusu Beyannamesinin Verilme Zamanı
Madde 71 – 67’nci madde gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri ertesi ayın sonuncu günü akşamına kadar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Yıl sonlarında tahakkuk ettirilen mevduat faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır.
Zirai ürün bedelleri üzerinden kesinti yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanlar 67’nci maddeye göre yapacakları kesinti ilgili sorumlu mükellef gelir vergisi beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek koşuluyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının sonuncu günü akşamına kadarverebilirler.
Vergi Sorumlusu Beyannamesinin Kapsamı
Madde 72 –Vergi sorumlusu beyannamesinin şekil, kapsam ve ekleri ile bunlarda yer alacak bilgileri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Kesintiye tabi menkul sermaye iratları ile bunlardan yapılan vergi kesintisi, tür itibariyle icmalen ayrı bir beyannameye alınır.
Vergi Sorumlusu Beyannamesi Verilmeyecek Durumlar
Madde 73 – Genel bütçeye dahil idare ve müesseseler yaptıkları vergi kesintisi için beyanname vermezler.
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
Özel Durumlar ve Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesi
Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesinin Verilmesi
Madde 74 – Dar mükellefiyete tabi mükelleflerden yıllık beyanname vermeye mecbur olmayanlar:
1. Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarını, gayrimenkulün bulunduğu,
2. Menkul malların ve hakların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarını, mal ve hakların Türkiye'de elden çıkarıldığı,
3. Ticari veya zirai bir işletmenin faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi karşılığında elde ettikleri diğer kazanç ve iratlarını işletmenin bulunduğu,
4. Arızi olarak ticari işlemlerin yapılmasından veya bu nitelikteki işlemlere tavassuttan elde edilen diğer kazanç ve iratlarla, arızi olarak serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançlar ve dar mükellefiyete tabi olanların 30’uncu maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri diğer kazanç ve iratlar, faaliyetin yapıldığı veya yolcu veya yükün taşıta alındığı,
5. Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri diğer kazanç ve iratlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil), ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi veya ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde ettikleri diğer kazanç ve iratları, vergisi tevkif suretiyle alınmamış menkul sermaye iratlarını ve diğer her türlü kazanç ve irada ilişkin ödemenin Türkiye'de yapıldığı,
6. Diğer hallerde Maliye Bakanlığı'nca belirlenen,
Yerin vergi dairesine münferit beyanname ile bildirmeye mecburdurlar.
Bu kazanç ve iratlardan serbest meslek faaliyetlerine ilişkin olanların beyannamelerinin bu faaliyetlerin sona erdiği bu kazanç dışındaki diğer kazanç ve iratlarla ilgili beyannamelerin ise, bu kazanç ve iratların iktisap olunduğu tarihten itibaren 15 gün içinde ilgili vergi dairesine verilmesi zorunludur.
Geliri telif ve patent haklarının satışından ibaret olan ve tamamı üzerinden kesinti yoluyla gelir vergisi ödemiş bulunan dar mükellefiyete tabi kimselerin bu gelirleri için dar mükellef gelir vergisi beyannamesi vermeleri isteklerine bağlıdır.
Dar Mükellef Gelir Vergisi Beyannamesinin Kapsamı
Madde 75 – Dar mükellef gelir vergisi beyannamesinde aşağıdaki bilgilerin yer alması gerekir:
1. Mükellefin adı ve soyadı, varsa unvanı ile adresi ve bağlı bulunduğu vergi dairesi ile mükellef vergi numarası;
2. Beyanname mükellef adına Türkiye'de başka bir kimse tarafından verilmişse, beyannameyi verenin adı ve soyadı, varsa unvanı ile adresi;
3. İşlemin yapıldığı tarih veya tarihler;
4. Elde edilen kazançların türü;
5. Elde edilen kazançların tutarı.
ON ALTINCI BÖLÜM
Verginin Oranı
Esas Tarife
Madde 76 –Gelir vergisine tabi gelirler;
7.000 |
Yeni Türk Lirasına kadar |
% 0 |
10.000 |
Yeni Türk Lirasının 7.000 lirası için 0 lira, fazlası |
% 5 |
15.000 |
Yeni Türk Lirasının 10.000 lirası için 150 lira, fazlası |
%10 |
20.000 |
Yeni Türk Lirasının 15.000 lirası için 650 lira, fazlası |
%15 |
30.000 |
Yeni Türk Lirasının 20.000 lirası için 1.4000 lira, fazlası |
%20 |
40.000 |
Yeni Türk Lirasının 30.000 lirası için 3.400 lira, fazlası |
%25 |
50.000 |
Yeni Türk Lirasının 40.000 lirası için 5.900 lira, fazlası |
%30 |
Oranında vergilendirilir.
Verginin Hesaplanması
Madde 77 –Yıllık Gelir Vergisi, vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından muafiyet, istisna ve indirimler düşüldükten sonra 76’ncı maddedeki oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanır.
Ücretlerin vergilendirilmesinde aylık vergi; yıllık vergi 12'ye bölünmek, gündelik vergi aylık vergi 30'a bölünmek suretiyle hesaplanır.
ON YEDİNCİ BÖLÜM
Tarh İşlemleri
Tarh Yeri
Madde 78 – Gelir Vergisi, mükellefin ikametgahının bulunduğu ilin bağlı olduğu bölge vergi idaresince tarh edilir. Şu kadar ki;
1. İşyeri ve ikametgahı ayrı illerde bulunan mükelleflerin vergileri, Maliye Bakanlığı'nca uygun görüldüğü takdirde ve mükellefe de önceden bildirmek kaydıyla işyerinin bulunduğu;
2. Gezici olarak çalışanların ticaret ve serbest meslek kazançlarının vergileri, bu ücret ve kazanç sahiplerinin ikametgahlarının bulunduğu ilin bağlı olduğu bölge vergi idaresince tarh edilmemişse, faaliyetlerini icra ettikleri;
3. Dar mükellefiyete tabi olanların vergileri, beyannamelerini vermeye mecbur oldukları;
İlin bağlı olduğu bölge vergi idaresince tarh olunur.
Tarhiyatın Muhatabı
Madde 79 – Gelir Vergisi bu vergiyle mükellef olan gerçek kişiler adına tarh edilir. Şu kadar ki;
1. Küçüklerle kısıtlılarda, bunların ad ve hesabına yasal temsilcileri;
2. Verginin kesinti yoluyla alınması durumunda, mükellef hesabına kesinti yapmak zorunda olanlar;
3. Dar mükellefiyette, mükellefin Türkiye' de daimi temsilcisi mevcutsa mükellef hesabına daimi temsilci (Türkiye'de birden fazla daimi temsilcinin varlığı durumunda, mükellefin belirleyeceği, tarhiyat tarihine kadar böyle bir belirleme yapılmamışsa, temsilcilerden herhangi birisi), daimi temsilci yoksa, kazanç ve iratları yabancı kişiye sağlayanlar;
Tarhiyatta muhatap tutulurlar.
Vergilendirme Dönemi
Madde 80 –Gelir Vergisi'nde vergilendirme dönemi, geçmiş takvim yılıdır. Şu kadar ki:
1. Mükellefiyetin takvim yılı içinde kalkması halinde, vergilendirme dönemi, takvim yılı başından mükellefiyetin kalkması tarihine kadar geçen süreyi kapsar;
2. Kesinti yoluyla ödenen vergilerde, hak sahipleri ayrıca yıllık beyanname vermek zorunda değillerse kesintinin ilgili bulunduğu dönemler vergilendirme dönemi sayılır ve kesilen veya kesilmesi gereken vergiler yıllık verginin yerine geçer;
3. Dar mükellef gelir vergisi beyannamesi ile bildirilmesi gereken gelirlerin vergilendirilmesinde, vergilendirme dönemi yerine gelirin edinim tarihi esas tutulur.
Tarh Zamanı
Madde 81 –Gelir Vergisi:
1. Posta yoluyla vergi idarelerine gelen beyannameler üzerine en geç üç gün içinde vergi tarh edilir ve tarhiyat en geç 7 günde mükellefe veya vergi sorumlusuna posta yoluyla taahhütlü olarak gönderilir. Mükellef ve vergi sorumlusu tarhiyatın yapıldığı gün elektronik bir mektupla tarhiyat bilgileri yönünden bilgilendirilir. Tarhiyatın mükellefe geç tebliği nedeniyle vergi yatırılmasında gecikme ceza ve gecikme faizi uygulanamaz.
Belirtilen tarh zamanlarının bitmesinden önce ülkeden ayrılacakların vergileri, ülkeden ayrılmalarından önce tarh olunur.
ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
Varlık Bildirimi
Beyanda Bulunacaklar ve Beyan Esası
Madde 82 – Kanunun 2’nci maddesindeki kaynaklardan kazanç ve irat elde edenler, verecekleri yıllık beyannamelerde kazanç ve iratları ile birlikte tasarruflarında olan varlıklarını da bildirirler. Beyannamelerinde yer alan harcamalarının kaynağını gelirleri ve varlıkları ile izah ederler. Harcamalarının ve tasarruf edilen varlıkların kaynağının izah edilememesi halinde, izah edilemeyen harcama ve tasarruf gizlenmiş vergi matrahı olarak değerlendirilir. Gizleme nitelikli ve kasıtlı olarak yapılmışsa kaçakçılık cezalı olarak; gizleme de nitelik ve kasıt yoksa vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılır. Varlıkların parasal tutarının bildiriminde taşınmazlar için emlak vergisi değeri esas alınır. Menkul değerlerde (altın dahil) ise, borsanın yılın son günü kapanış satış fiyatı esas alınır. Döviz varlıkların bildiriminde yılın son günündeki TC Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınır.
Beyanın Şekli ve Kapsamı
Madde 83 – Varlık bildirimi yıllık beyanname üzerinde yapılır. Bu beyannameler, kişilerin gelirlerini, harcamalarını ve varlıklarını kapsar. Beyannameye yazılan harcamalara ilişkin belgeler 5 yıl süreyle saklanır ve istenmesi halinde vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilir. Belge ile kanıtlanamayan harcama yapılmamış kabul edilir ve bundan dolayı ortaya çıkacak fark veya yersiz alınmış vergi iadesi vergi ziyaı olarak işlem görür. Bu yolla sadece vergi matrahı azaltılmakla kalınmamış, aynı zamanda vergi iadesi alınmış ise, bu durumda vergi ziyaı cezası iki kat olarak kesilir.
Beyannamenin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığı’nca belirlenir.
ON DOKUZUNCU BÖLÜM
Verginin Ödenmesi
Yıllık Beyana Tabi Gelirler Üzerinden Tahakkuk Eden Vergilerde Ödeme
Madde 84 – Yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir.
Vergi Kesintisinin Yatırılması
Madde 85 – 67’nci madde gereğince yapılan vergi kesintisi, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın son günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatırılır.
Dar Mükellef Beyannamesi ile Bildirilen Kazançların Vergisi
Madde 86 – Dar mükellef beyannamesi ile bildirilen kazançların vergisi, beyanname verme süresi içinde vergi dairesine ödenir.
Geçici Vergi
Madde 87 – Ticari ve zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanunun ticari, zirai veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (indirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin üçer aylık kazançları (27’nci madde kapsamına giren kazançlar ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanların bu işlerden sağladıkları kazançlar hariç) üzerinden 76’ncı maddede yer alan tarifenin dördüncü dilimine uygulanan oranda geçici vergi öderler. Hesap döneminin son üç ayı için geçici vergi beyannamesi verilmez ve bu dönem için geçici vergi ödenmez. Geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal mevcutları, kayıtlar üzerinden tespit edilebilir.
Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir. Mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergiler terkin edilir, ancak gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası tahsil edilir.
Bir önceki takvim yılında altışar aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen tutar, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı, mükellefin yazılı talebinden itibaren 30 gün içinde mükellefe red ve iade edilir.
İşin bırakılması ve tasfiye halinde, işin bırakıldığı ve tasfiyeye girildiği tarihten itibaren geçici vergi ödenmez.
Geçici vergi uygulamasına ilişkin usuller Maliye Bakanlığı'nca tespit edilir.
YİRMİNCİ BÖLÜM
Mahsuplar
Vergi Kesintisinin Mahsubu
Madde 88 – Yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilmiş bulunan vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi'nden mahsup edilir.
Mahsubu yapılan miktar Gelir Vergisi'nden fazla olduğu takdirde aradaki fark mükellefin yazılı başvurusu üzerine kendisine 30 gün içinde red ve iade olunur.
Maliye Bakanlığı; iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli mali müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir.
Bu yetki; kazanç türlerine, iade şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukuki statüsüne göre ayrı ayrı kullanılabileceği gibi belli hadler çerçevesinde de kullanılabilir.
Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması koşuluyla, yıllık gelir vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibariyle yapılır. İkmalen veya resen yapılan tarhiyatlarda mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınarak yapılır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan tahsilatlar yönünden düzeltme yapılmaz.
Red ve İadelerin Süresinde Yapılmaması
Madde 89-- Bu kanun uyarınca red ve iadesi gereken mükellef alacaklarının kanunda belirtilen süre içinde mükellefin eksiği olmaksızın iade edilmemesi durumunda, iadesi gereken tutara mükellef lehine gecikilen her ay için Vergi Usul Kanunu’nda hükme bağlanan gecikme faizi oranında faiz yürütülür.
Mükellef alacaklarının süresinde iade edilmemesi nedeniyle yürütülen faizler buna neden olan ve kusuru bulunan vergi idaresi mensuplarından talep edilir. Bunun tahsil şekli 6183 sayılı Kanunda yapılacak değişiklik ile belirlenir.
Negatif Vergi İadesi
Madde 90- Beyanda bulunan mükelleflerin bir yıllık harcama tutarları üzerinden ödedikleri dolaylı vergiler ile yıllık gelir toplamı üzerinden hesaplanan gelir vergisi arasındaki negatif fark (harcamalar nedeniyle yüklenilen vergilerin yıllık gelir vergisinden fazla olması nedeniyle ortaya çıkan), ikinci ayın sonuna kadar mükelleflerin banka hesaplarına iade olunur.
Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergilerin Mahsubu
Madde 91 – Tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye'de tarh edilen Gelir Vergisi'nin yabancı ülkelerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilir.
Birinci fıkra hükmünce indirilecek miktar Gelir Vergisi'nin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olduğu takdirde, aradaki fark nazara alınmaz.
Gelir Vergisi'nin yabancı memlekette elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmı, bunların gelire olan nispeti üzerinden hesaplanır.
Birinci fıkrada yazılı vergi indiriminin yapılması için:
1. Yabancı ülkelerde ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması;
2. Yabancı ülkede vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından onaylanan belgelerle kanıtlanması;
Zorunludur.
2 numarada yazılı belgeler taksit zamanına kadar gelmemiş olursa, yabancı ülekede elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden vergi kısmı bir yıl süre ile ertelenir.
Aranan belgeler bu süre içinde vergi idaresine ibraz edildiği takdirde vergi tenzil edilir; süre geçtikten sonra erteleme hükmü kalkar ve belgeler ibraz edilse bile dikkate alınmaz. Vergi Usul Kanunu'nda yazılı zorunlu durumlara ilişkin hükümler saklıdır.
Yabancı ülkelerde ödenen vergilerin ilgili bulundukları kazanç ve iratlar mükellef tarafından hangi yılın gelirine ithal edilmişse, bu vergiler de o gelire ait vergiden indirilir.
Bu madde gereğince yapılan vergi indiriminde yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazanç ve iratlara uygulanan kambiyo rayici uygulanır.
Yetki
Madde 92 –1. Bu Kanununda yer olan oranları yarısına kadar indirmeye kanundaki orana kadar artırmaya; kanunda yer alan tutarları en çok Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu belirlemeler sırasında kesirler dikkate alınmaz.
Bu Kanunun 76’ncı maddesinde yer alan vergi tarifesinin gelir dilim tutarları hakkında, bu maddenin (1) numaralı fıkrası uygulanır.
Kaldırılan Hükümler
Madde 93 – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile anılan kanunda değişikler yapan tüm kanunlar ile bu kanuna ilişkin olarak çıkarılmış olan tüm yönetmelik ve genel tebliğler yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
Madde 94- Bu kanun yayımı tarihini izleyen 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
NOT: Bu tasarı TÜRMOB'un web sitesinden alınmıştır.
Tweetle |